9 Şubat 2025 tarihinde Paris'te gerçekleşen Yapay Zeka Eylem Zirvesi, dünya genelinde 100'den fazla ülkenin temsilcilerini bir araya getirerek yapay zekanın nasıl daha güvenli, etik ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi gerektiğini tartışmak amacıyla toplandı. Zirve, yapay zekanın geleceğine dair küresel bir anlaşma sağlamak adına önemli bir platform sunarak farklı ülkelerin bakış açılarını ve stratejik hedeflerini gözler önüne serdi. Bu zirve, ülkelerin yapay zekayı sadece bir teknoloji olarak değil, aynı zamanda toplumsal hayatı, ekonomiyi ve küresel ilişkileri şekillendirecek bir güç olarak gördüğünü bir kez daha vurguladı.
Yapay zekanın potansiyeli, sadece teknolojiyle sınırlı kalmayıp aynı zamanda sağlık, enerji ve toplumsal yaşam gibi birçok alanda dönüşüme ve gelişime yol açacaktır. Bu bağlamda zirvede yer alan ülkeler, yapay zekanın gelişimini denetlerken inovasyonu teşvik etme, topluma ve genç nesillere karşı toplumsal sorumluluğu dikkatle dengeleme ihtiyacına dikkat çekti. Liderler, yapay zekanın etik, güvenli ve şeffaf bir şekilde geliştirmesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.
Birçok ülkenin ortak olarak kabul ettiği deklarasyon, yapay zekanın sadece gelişmiş ülkeler tarafından değil, gelişmekte olan ülkeler tarafından da erişilebilir olması ve güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamak adına önemli bir yol haritası oluşturmayı amaçlıyor.

Fakat bazı ülkeler, regülasyonların inovasyonu engelleyeceğinden endişe ettiklerini belirterek bu deklarasyonu imzalamadılar. Başta ABD ve Birleşik Krallık olmak üzere bazı ülkeler, aşırı düzenlemelerin sektörü olumsuz etkileyeceğini savundu. Zirveye ev sahipliği yapan Fransa, bu küresel tartışmada merkezi bir rol üstlenmeye çalıştı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa’nın yapay zekadaki gelişmeleri dikkatle takip etmesi ve stratejik olarak güçlenmesi gerektiğini vurguladı. Yapay zekanın geliştirilmesinde Avrupa'nın daha fazla söz sahibi olması gerektiğini belirterek Fransa'nın bu alanda lider olma hedefini yineledi.
Birleşik Krallık ve ABD'nin bu zirvede gündeme getirdiği başlıca endişeler, yapay zekanın aşırı düzenlemelerle boğulmasının inovasyonun önünü tıkayabileceği ve bunun sektördeki büyümeyi engelleyebilecek olmasıydı. ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, aşırı düzenlemelerin yapay zekâ sektörünü öldürebileceği uyarısını yaptı. Vance, Avrupa'nın sıkı düzenlemelerinin inovasyon üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini ve bazı içerik düzenleme çabalarının "otoriter sansüre" yol açabileceğini ifade etti.
Zirveye katılan ülkeler arasında Çin de dikkat çekti. Çinli girişim DeepSeek, ABD merkezli OpenAI ve Google’ın modellerine rakip olacak bir yapay zeka sohbet robotu geliştirdi. DeepSeek, OpenAI'nin ve Google'ın modellerine kıyasla çok daha düşük maliyetle geliştirilmesi ile küresel teknoloji dünyasında büyük yankı uyandırdı. Çin, devlet destekli girişimleriyle teknolojiye erişimi genişletmeyi ve küresel alandaki rekabette daha güçlü bir pozisyon elde etmeyi hedefliyor. Çin’in bu atılımı, ABD ile olan teknoloji yarışında yeni bir dönemin habercisi olabilir.
ABD, 2024 yılı itibariyle yapay zeka teknolojileri konusunda daha fazla yatırım yapmayı ve bu alandaki liderliğini sürdürmeyi amaçlıyor. ABD Başkanı Donald Trump, göreve başladıktan hemen sonra yapay zekâya tam destek verdiğini duyurdu. Özel sektörde OpenAI, SoftBank ve Oracle ortaklığında yapay zekâ altyapısı için 500 milyar dolarlık yatırım açıklamaları yapıldı. Ancak, sektördeki rekabetin yanı sıra, OpenAI CEO'su Sam Altman ile Elon Musk arasındaki anlaşmazlıklar, ABD'nin yapay zeka alanındaki iç çekişmelerini gözler önüne serdi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, zirvede yaptığı konuşmada Avrupa'nın stratejik olarak uyanması gerektiğini vurguladı. Avrupa Birliği, dünyanın en kapsamlı yapay zekâ düzenlemelerini içeren AB Yapay Zeka Yasası'nı yürürlüğe koymuş olsa da, uzmanlar bu yasanın işleyişini değiştirme çabalarının zor olacağını öngörüyor. Avrupa'nın, yapay zekayı hem etik hem de güvenilir bir şekilde düzenlemeyi amaçlayan çabalarına rağmen, bazı analistler Avrupa'nın bu alandaki rekabette geride kalacağını düşünüyor.
Zirvede öne çıkan bir diğer konu ise, dijital uçurumun kapatılmasıydı. Gelişmekte olan ülkeler, yapay zekaya erişimde yaşanan eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğini belirttiler. Zirveye katılan liderler, bu eşitsizliklerin giderilmesinin yalnızca gelişmiş ülkeler için değil, tüm dünya için hayati öneme sahip olduğunu vurguladılar. Bu noktada, yapay zekanın tüm dünya çapında ulaşılabilir ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirilmesi gerektiği belirtilmişti.
Google CEO'su Sundar Pichai zirvenin kapanışında, yapay zekânın insanlık için en büyük dönüşümlerden biri olacağını vurguladı. Ancak bu dönüşümün nasıl şekilleneceği konusunda ülkeler arasında önemli görüş ayrılıkları bulunuyor. ABD ve Birleşik Krallık, düzenlemelerin inovasyonu engelleyeceğini savunurken Avrupa, daha kontrollü bir yaklaşım benimsemek istiyor. Çin ise, devlet destekli girişimlerle küresel alanda kendine rekabet avantajı yaratmayı savunuyor.
Yapay zekâ alanındaki küresel rekabetin geleceği, ülkelerin stratejik kararlarına ve uluslararası iş birliğine bağlı olarak şekillenecek gibi görünüyor. Ancak zirvede dile getirilen önemli bir konu da yapay zekanın sürdürülebilir bir şekilde gelişmesinin sağlanması ve bu süreçte insan haklarına dayalı etik ve güvenilir bir ekosistem oluşturulmasının gerekliliği. Zirve, ülkelerin bu önemli teknolojiyi nasıl şekillendireceğine dair büyük sınav vereceği bir dönüm noktası.
Deren İlbeyi tarafından editlendi.