Biden yönetimi, yapay zeka sistemlerine güç veren, ABD geliştirmesi bilgisayar çiplerinin ihracatına yeni kısıtlamalar getirdi. Bu, Çin gibi rakiplerin gelişmiş teknolojilere erişmesini engellemeye yönelik son bir hamle olarak görev süresinin bitmesine bir hafta kala yapıldı. Yıllardır Çin’in askeri ve endüstriyel liderlik çabalarında ilerleme kaydetmesini engellemek için yapılan girişimlerin bir sonucu olan bu yeni sınırlamaların, önümüzdeki hafta Donald Trump’ın göreve başlamasından önce Washington ile Pekin arasındaki gerilimi daha da artırması bekleniyor. Ayrıca bu kararlar Nvidia ve Oracle gibi ABD'li teknoloji devleri tarafından da yoğun eleştiriler aldı.
11 Ocak’ta gazetecilere açıklama yapan ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, yeni kuralların en gelişmiş yapay zeka teknolojisini korumak ve bunun yabancı düşmanların eline geçmesini engellemek amacıyla tasarlandığını ifade etti. Aynı zamanda ortak ülkelerle faydaların geniş çapta paylaşılmasını sağlamak için de dengelendiğini söyledi. Pazartesi günü duyurulan küresel ihracat çerçevesi, ileri AI çipleri ve teknolojilerinin ihracatı için ülkeleri üç kategoriye ayırıyor. Avustralya, Japonya, Güney Kore ve Tayvan gibi müttefik ve ortaklar için yeni bir kısıtlama getirilmedi.
Çin ve Rusya gibi halihazırda ileri çipleri satın alamayan ülkelerin yer aldığı ikinci kategori ise artık “kapalı” yapay zeka modellerinin en güçlü versiyonlarının satışına yönelik yeni sınırlamalara tabi tutulacak. Bu, temel mimarilerinin halka açıklanmadığı modelleri ifade ediyor. En büyük değişiklikler, dünyadaki ülkelerin çoğunu kapsayan üçüncü grubu etkileyecek. Bu gruptaki ülkeler, satın alabilecekleri hesaplama gücü miktarına yeni sınırlandırmalarla karşılaşacak; ancak belirli güvenlik şartlarına tabi olarak ek kotalar için başvuruda bulunabilecekler. Analistler, bu değişikliğin özellikle Orta Doğu'daki üçüncü ülkeler aracılığıyla Çin'in AI çiplerine erişimini engellemeyi amaçladığını belirtti.
Bu kısıtlamalar, Nvidia, AMD ve Intel gibi firmalar tarafından üretilen yapay zeka çiplerine olan küresel talebin hızla arttığı bir dönemde duyuruldu. Biden’ın görevi bırakmasına sadece birkaç gün kala, yeni kurallar 120 günlük bir yorum sürecine girecek ancak bu süre dolmadan önce yürürlüğe girecek. Raimondo, “Gelecek yönetimin bu 120 günü uzmanları, sektörü, sanayi oyuncularını ve ortak ülkeleri dinlemek için tam anlamıyla kullanmasını umuyoruz.” dedi. Bu geri bildirimler sonucunda yeni yönetimin değişiklikler yapacağını öngördüğünü ifade etti. Bu tür kapsamlı düzenlemeler, yalnızca ticari etkileri bakımından değil, aynı zamanda ulusal güvenlik stratejileri ve teknolojik rekabet gücüne yönelik uzun vadeli etkileri bakımından da yakından izlenmeye devam edecek.
11 Ocak’ta gazetecilere bilgi veren üst düzey Biden yönetimi yetkilileri, Trump yönetimiyle bu konuda ne ölçüde istişare edildiği sorusuna, yalnızca çeşitli konularda süregelen görüşmeler yapıldığını belirterek yanıt verdiler. Yetkililer, özellikle Çin’e karşı şu anda kritik bir zaman diliminde olduklarını ve bu süreçte her dakikanın büyük önem taşıdığını ifade ettiler. Bu durum, yönetimin Çin ile teknoloji alanındaki rekabet konusunda geri kalmama yaklaşımını ve aciliyet duygusunu yansıtıyor.
Bu son önlemler, giden yönetimin iki düzine yarı iletken üretim ekipmanının satışına yönelik sınırlamalar ve birçok Çinli şirketin Amerikan teknolojisine erişimini kısıtlayan kararlar almasından yalnızca bir ay sonra açıklandı. Ekim 2022’den bu yana, yönetim Pekin’i hedef alan birçok yarı iletken ihracat kısıtlaması duyurdu. Çin lideri Xi Jinping, kendine yeterlilik ilkesini ekonomisini güçlendirme stratejisinin ana direği haline getirdi.
Yapay zeka işlemcilerinin en büyük sağlayıcısı Nvidia ve Oracle gibi teknoloji devleri, ayrıca etkili bir yarı iletken sanayi grubu, Biden yönetiminin son kısıtlamalarını bürokratik aşırılıkla suçladı ve bunların ABD’nin rekabet gücüne zarar vereceğini savundu.
Nvidia’nın hükümet ilişkilerinden sorumlu başkan yardımcısı Ned Finkle, pazartesi günü yayınladığı bir blog yazısında “Dünyadaki yapay zeka benimsenmesi, yurt içi ve yurt dışı endüstrilerin büyümesini ve fırsatlarını artırıyor,” dedi. Bu küresel ilerlemenin şu anda tehlikede olduğunu belirten Finkle, Biden yönetiminin "yapay zeka yayılımı" kuralıyla ana akım bilgi işlem uygulamalarına erişimi kısıtlamayı hedeflediğini ve bunun dünya çapında inovasyonu ve ekonomik büyümeyi riske atacağını ifade etti.
Oracle’ın Başkan Yardımcısı Ken Glueck, geçen hafta yayımladığı bir yazıda, yeni kuralın “düzenleyici aşırılığı” artırmaktan başka bir işe yaramadığını belirtti. Bu kuralın, ABD’nin ve müttefiklerinin çıkarlarını korumaktan çok uzak olduğunu ve teknoloji liderliklerini tehlikeye attığını ifade etti. Washington merkezli Yarı İletken Sanayi Derneği ise “Bu potansiyel düzenlemenin eşi benzeri görülmemiş kapsamı ve karmaşıklığı konusunda derin endişe duyuyoruz. Endüstrinin katılımı olmadan geliştirilen bu düzenleme, ABD’nin yarı iletken teknolojileri ve ileri yapay zeka sistemlerindeki liderliğini ciddi şekilde baltalayabilir.” açıklamasında bulundu.
Bu ihracat kısıtlamaları, Biden yönetiminin yapay zeka ve yarı iletken teknolojilerindeki stratejik hakimiyeti koruma çabalarının bir parçası olarak şekilleniyor. Bu adımların uzun vadeli etkileri teknoloji dünyasında ve küresel ekonomi sahnesinde geniş yankı uyandıracak gibi görünüyor. Amerika’nın ulusal güvenlik çıkarlarını ön planda tutan bu politika, bir yandan Çin’in yükselen teknoloji gücünü sınırlamayı hedeflerken diğer yandan sektör liderlerinden gelen yoğun eleştirilerle karşı karşıya. Dünyanın hızla ilerleyen yapay zeka devriminin ortasında bu tür önlemlerin sadece ekonomik rekabeti değil, aynı zamanda teknolojinin küresel yayılımı üzerindeki etkilerini de şekillendirmesi bekleniyor.
Şahika Derin Türüt tarafından editlendi.