Akciğer kanseri, Dünya Sağlık Örgütünün raporuna göre kanser çeşitleri içindeki en ölümcül tür ve bu hastalık dünya genelinde her yıl yaklaşık 1,6 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oluyor. Sayısı her geçen gün artan bu kanser türü insan hayatı için büyük bir tehdit haline geldi. İyileşme süreci de bir o kadar eziyetli olan bu kanser türü için uzamanlar yeni tedavi yolları arıyor. Daha etkili yöntemler bularak ölüm oranının azaltılması ve tedavi sürecinin hızlandırılması hedefleniyor.
Bu dehşet verici hastalık nedir ve neden olur? Akciğer kanseri, akciğer dokularındaki kontrolsüz hücre bölünmelerinden dolayı oluşan bir hastalık olarak tanımlanıyor. Mutasyonlu hücreler sürekli çoğalarak organların işlevlerini gerçekleştirmelerine engel olan doku kitleleri, yani tümörleri oluşturuyor. Çeşitli etkenler hücrelerin mutasyona uğramasına dolayısıyla tümörlerin oluşmasına neden olabilir. Bu etkenlere hava kirliliği, radon gazı veya genetik faktörler örnek verilebilir. En sık akciğer kanserine neden olan faktör ise tütün dumanına maruz kalmak. Akciğer kanseri hastalarının yüzde 85 gibi oldukça yüksek bir oranı sigara içen kişilerden oluşuyor.
Bu ölümcül hastalık, “küçük hücreli olan” ve “küçük hücreli olmayan” şeklinde iki temel türe ayrılıyor. Türler farklı şekilde vücutta yayılıyor ve tedavi süreçleri değişiklik gösteriyor. Küçük hücreli akciğer kanseri hastaları, tüm akciğer kanseri hastalarının yaklaşık %10’unu oluşturuyor. Akciğer kanserinin küçük hücreli olan türü vücutta çok daha hızlı yayılıyor. Bu nedenle küçük hücreli akciğer kanseri kemoterapi ve radyasyon tedavisine iyi yanıt verme eğliminde. Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri için ise 2024 Ağustos ayı itibarıyla yeni bir tedavi tekniği denenmeye başlandı. Bu teknik Alman biyoteknoloji firması olan BioNTech tarafından geliştirildi. BioNTech, BNT116 olarak adlandırılan dünyanın ilk akciğer kanseri aşısını tasarladı. Bilim insanlarından büyük ilgi gören aşının akciğer kanserinin tedavisi için çığır açıcı nitelikte olduğu düşünülüyor.
Bu aşıda, COVID-19’da olduğu gibi, sentetik RNA moleküllerini insan hücrelerine aktaran mRna modeli kullanılmakta. Aşı, hastaların bağışıklık sistemini küçük hücreli olmayan akciğer kanseri ile ilişkili tümör belirteçlerine maruz bırakarak vücudun kanser hücrelerini tanımasını sağlıyor. Böylece bağışıklık sistemi bu hücrelerle savaşmaya hazır hale geliyor. Bu yöntem sadece kanserli hücrelere karşı bağışıklılığı artıracak şekilde tasarlandığı için sağlıklı hücrelere zarar verme riskini de ortadan kaldırıyor. Bu açıdan aşı, hem kötü huylu hem de sağlıklı hücrelere zarar veren kemoterapiden farklı bir tedavai seçeneği sunuyor.
Aşıyla ilgili çalışmalar Birleşik Krallık, ABD, Almanya, Macaristan, Polonya, İspanya ve Türkiye olmak üzere toplam yedi ülkede, 34 farklı araştırma sahasında ve yaklaşık 130 hastanın katılımıyla yapılacak. Geçtiğimiz ağustos ayında yeni tedavinin ilk denemelerine Birleşik Krallık’ta başlandı. Aşı ilk kez 67 yaşındaki akciğer kanseri hastası Janusz Racz’a uygulandı. Solunum problemleri yaşayan Racz’a bir kaç ay önce tıbbi taramalar sonucu akciğer kanseri teşhisi konuldu. Kısa süre sonra tedavi sürecine başlandı. Altı ardışık enjeksiyondan oluşan ilk doz, hastaya 20 Ağustos’ta yapıldı. Her enjeksiyon bir öncekinden beş dakika sonra yapıldı ve tüm süreç 30 dakika sürdü. Racz, aşıyı altı hafta üst üste haftalık olarak alıp ardından da 54 hafta boyunca her üç haftada bir aşı olacak. Yapay zeka alanında çalışan Racz, bir bilim insanı olarak bilimin ancak insanlar bu tür çalışmalara katılırsa ilerleyebileceğini düşündüğünü ve bu araştırmaya katılmasının gelecekte diğer insanların hayatlarının kurtarılmasına faydalı olacağını umduğunu söyledi.
Son dönemde akciğer kanserinin tedavisi için yapılan umut verici buluşlardan başka bir tanesi ise robotik sonda. İngiltereli bilim insanları akciğerin derinliklerine inebilen bir robot tasarladı. Çapı 2,4 mm olan bu robot akciğerdeki en küçük bronş tüplerine bile ulaşabiliyor. Robot ultra yumuşak silikondan yapıldı ve mıknatısla robotu yönlendirecek bir sistem kuruldu. Standart ekipmanlara kıyasla yüzde 37 daha derine inebilen robot çok daha kapsamlı incelemeler yapılmasını sağlayacak ve daha az doku hasarı yaratacak. Aynı zamanda hastalığın daha hızlı tespit edilmesini sağlayarak tedavi ihtimalini yükseltecek. Bu yeni teknoloji şu ana kadar sadece kadavraların üzerinde denenmiş olsa da akciğer kanseri aşısı gibi insanlığa pek çok faydası olacağı düşünülüyor.
Artan hava kirliliği veya sigara içme oranları gibi faktörler kanser vakalarının sayısının her yıl artış göstermesine neden oluyor. Bu artış insan sağlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bilim insanları akciğer kanserinden kaynaklanan ölümleri azaltmak için çalışmalara devam ediyor. Gelecekte, yeni buluşlar ve araştırmalar sayesinde akciğer kanseriyle mücadelede daha etkili çözümlere ulaşılabilir ve pek çok insanın hayatı kurtulabilir.
Deren İlbeyi ve Can Tarhan tarafından editlendi.