Geçtiğimiz perşembe, Peter Shaffer tarafından kaleme alınan, dünya müzik tarihinin en iyi bestecilerinden olan Wolfgang Amadeus Mozart ile Antonio Salieri’nin oldukça çatışmalı hikayesini anlatan “Amadeus” oyununu izleme fırsatı buldum. 70 kişilik dev ekibiyle sezonun en çok ses getiren prodüksiyonlarından birisi olan Amadeus, 5 sezondur tüm temsillerini kapalı gişe oynayarak 400.000 seyirciye ulaştı.

Öncesinde Okan Bayülgen’in canlandırdığı Wolfgang Amadeus Mozart karakteri, geçtiğimiz sezonlarda yaşanan oyuncu değişikliğinden sonra Tansu Biçer tarafından canlandırılıyor. Başroller arasında aynı zamanda Antonio Salieri rolünde Selçuk Yöntem, Constanze Weber rolünde ise Dilan Çiçek Deniz yer alıyor.
Oyun, Salieri’nin ölümünden önceki son birkaç saatinde hayatına geri dönerek Mozart ile yaşadıklarını anlatmasıyla başlıyor.
Oyun, Mozart’ın oldukça zor geçen yetişkinlik dönemini işliyor. Mozart, Tanrı’nın bir hediyesi olarak görülse de geçimini sağlayacak kadar para kazanamıyor. Onun yeteneği karşısında Tanrı’ya sitem eden Salieri, Tanrı’nın şımarık çocuğu olarak görülen Mozart’a tek taraflı bir savaş açıyor. Onun önünü daha da kapatmak için çeşitli planlar yapan Salieri, seyirciyi şaşkınlığa uğratıyor.

Tarihsel olarak bakacak olursak bilinenin aksine Salieri Mozart'a rağmen dönemindeki en iyi besteci ve müzisyen olarak görülüyordu. Bunun sebebi, onun öncesinde de oldukça fazla olan öğrenci sayısı ve Mozart’ın daha iyi besteler yapmasına rağmen elit kesimden ilgiyi yeterince görememesiydi. O dönemde de müzisyenler çoğunlukla konserlerden değil, verdikleri derslerden para kazanıyordu. Salieri ise en ünlü müzisyenlerden olan Franz Liszt ve Schubert'in hocasıydı. Aynı zamanda Mozart’ın Viyana’ya geldiği dönemde saray piyanisti olan Salieri, daha sonrasında saray kapellmeisteri olmuştu. Salieri’nin kariyeri hakkında oyundan daha da fazlasını öğrenebilirsiniz.

Bana göre, hikayenin bu kadar etkileyici olmasının en önemli sebebi harika oyunculuklar. Selçuk Yöntem, mükemmel oyunculuğuna ek olarak sesini inanılmaz etkileyici bir şekilde kontrol ederek adeta iki farklı zaman dilimi arasında saniyeler arasında hareket ediyor.
Tansu Biçer, Mozart’ın şımarıklığını ve sonrasında yoksulluğunu fevkalade bir şekilde bize aktarıyor. Özellikle şımarıklığını ele aldığı sahnelerde seyircileri güldürüyor, bize Mozart hakkında daha çok şey anlatıyor. Oyundaki orkestra ve koro, dönemin eserlerini oyuna dahil ediyor ve bu sayede seyirci ve oyun arasında görünmez bir bağ kuruyor.

Oyunu genel olarak çok beğendiğimi söyleyebilirim, yalnızca oyunculuklar bile bu oyuna gitmek için yeterli fakat hikayenin teması, sahne dekorları, dönemi çok iyi yansıtan kostümler bu oyundan aldığım zevki katladı. Amadeus; zaman zaman sorgulatan, zaman zaman da güldüren bir oyun oldu benim için. Herkesin 5 sezondur oynanan bu oyuna mutlaka bir şans verip gitmesi gerektiğini düşünüyorum.

Kıskançlık, sitem ve hayranlık duygularının işlendiği Amadeus oyununu tüm sezon boyunca Zorlu PSM’den izleyebilirsiniz.
İyi seyirler!