top of page
Yazarın fotoğrafıSelcen AKSU

Dünya Sağlık Örgütü Alarm Verdi: Maymun Çiçeği Virüsü COVID-19 Gibi Bir Pandemi Oluşturabilir mi?

Son birkaç gündür sosyal medyada büyük yankı uyandıran Maymun çiçeği virüsü, COVID-19 pandemisinden sonra halkı tedirgin etti. COVID-19 pandemisinden sonra kişisel hayatların etkilendiği gibi iş hayatları da etkilenmişti. Çoğu şirket hala evden çalışmaya devam ediyor. İnsanların zorlu süreçler yaşadığı bu dönemde birçok kişi yakınlarını kaybetmişti. Bu virüsün başlangıcından 4 yıl sonra gündeme oturan Maymun çiçeği virüsüne son birkaç aydır bu virüs inanılmaz bir şekilde yayıldığı gözlemlendiği için Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından 14 Ağustos’ta alarm verildi. DSÖ, yeni varyantının 13 ülkede yayıldığını 14.000 vaka ve 524 ölüm bildirildi. Kontrol altına alınması için de acilen uluslararası bir müdahale gerektiğini de duyurdu.


Virüsün Afrika'da hızla yayılan alt türü, Avrupa'da ilk kez 15 Ağustos'ta İsveç'te görüldü. Alarmın verilmesinin ardından ertesi gün Avrupa’da gözlemlenen vaka, akıllara “Türkiye’de gözlemlendi mi? Herhangi bir önlem alınacak mı?” sorularını getirdi. Ancak Sağlık Bakanlığı, 15 Ağustos'ta X üzerinden yaptığı açıklamada Türkiye'de 2024'te mpox vakasına rastlanmadığını duyurdu. Açıklamada Türkiye'de "herhangi kısıtlama veya ek tedbir ihtiyacı" bulunmadığı belirtildi. Bakanlık, "Bakanlığımızca gerekli çalışmalar yürütülmekte, bilim kurulumuz ve sağlık altyapımızla süreç hassasiyetle takip edilmektedir. Güncel bilgiler kamuoyunun bilgisine sunulacaktır.” dedi.


Türkiye'de henüz bir vaka görülmemiş olsa da virüsün yayılma şekli ve belirtileri hakkında bilgi sahibi olmak oldukça önemli. Maymun çiçeği virüsü daha çok Orta ve Batı Afrika’da rastlanan ortopox virüs cinsine ait olup insanlara genelde enfekte kişilerin veya hayvanların cilt lezyonları (doku bozuklukları) ya da vücut sıvılarıyla doğrudan teması sonucu oluşan zoonatik (hem hayvanlar da hem de insanlarda gözlemlenebilen) bir hastalıktır. Bu virüsün belirtileri, el yüz ağız içi göğüs genital bölge gibi bölgelerde görülen sivilce veya kabarcıklara benzeyen döküntülerdir. Bu döküntüler ise ortaya çıkmasından bir süre sonra içi sıvı dolu lezyonlara dönüşür. Döküntüler ağrılı olabilen düz kırmızı şişlikler olarak ortaya çıkabilir. Daha sonra oluşan bu şişkinlikler irinle dolan kabarcıklara dönüşür ve daha sonra bu kabarcıklar kabuklanır ve düşer. Tüm süreç iki ile dört hafta sürebilir. Bu süreç tamamlanana kadar bu virüs bulaştırılabilir.

Bu virüs artık görülmeyen Variola virüsüyle, halk adıyla Çiçek hastalığı, aynı virüs ailesine dahil olsa da etkileri daha hafiftir ve nadiren hayat kaybına yol açar. Maymun çiçeği olarak adlandırılan hastalığın kaynağı bilinmemektedir. Ancak virüsün daha fazla gözlemlendiği Afkrika’da yaşayan primatların ve kemirgenlerinin virüsü barındırdığı ve insanlara bulaştırabileceği düşünülmektedir. İlk insan vakası 1970 yılında kayıtlara geçmiştir ancak dünya bu virüsün adını 2022 salgınıyla birlikte duymuştur. Genellikle 2 ila 4 hafta süren belirtileri olan ve kendi kendini sınırlayan bir hastalıktır.



Maymun çiçeği virüsü bu virüse enfekte olmuş bir kişiyle öpüşme, cinsel birliktelik gibi ten tene temas, damlacıklar yoluyla yayılmasını sağlayacak uzun süre yüz yüze görüşme ve virüslü kişinin kullandığı havlu, çarşaf ve giysi gibi eşyaları kullanılması yoluyla buluşabilir. Aynı zamanda anneden bebeğe bulaşma, gebelik veya doğum sonrasında yakın temas yoluyla bulaşabilir. Hayvanlardan ise enfekte olmuş hayvanın derisini yüzme, ısırılma, sıvı veya hayvan atığıyla doğrudan temas, çizik atması ve hayvan etinin yenmesi yoluyla bulaşabilir. Virüsün daha yaygın olarak görülebileceği hayvanlar sincap,sıçan ve fare gibi küçük yabani hayvanlardır. 


Bu virüsten korunmak için Uzmanların tavsiyelerine göre ilk öneri aşı olunması. Dünya Sağlık Örgütü Afrika'daki tecrübelerden yola çıkarak çiçek aşısının Maymun çiçeği virüsünden %85 kadar koruma sağlayacağını bildiriyor. Bu sebeple, ülkemizin bir kısmının bu virüse karşı daha önceden korunaklı olduğu söylenebilir. Bu aşı 1977’den sonra vaka görülmemesi sebebiyle ülkemizde 1980’den sonra doğan çocuklara uygulanmamıştı. Ancak aşı hâlâ mevcut, bu nedenle olası bir pandemi durumunda COVID-19 yaşanan aşı krizi gerçekleşmeyecek. Bu sayede insanların akıllarında aşı hakkında soru işaretleri de oluşmayacak çünkü aşı COVID-19 aşıları gibi mRNA cinsi yerine eski usül bir aşı. Yine de alınabilecek önlemlerin uygulanması çok önemli, bu sayede virüsün bulaşması engellenebilir. Bir diğer öneri ise virüsü gösteren kişiden uzak durup cilt temasından kaçınılmalı. Hasta olduğundan şüphelenilen kişilerin yatak takımlarına, havlularına veya giysilerine dokulunmamalıdır. Temas durumunda ise eller mutlaka sık sık sabunla ve suyla yıkanmalı veya alkol bazlı sıvı el dezenfaktanlarıyla temizlenmelidir. Diğer öneri ise virüsü taşıyabilecek hayvanlardan kaçınılmasıdır.


Maymun çiçeği virüsünde Çiçek hastalığına göre daha hafif seyrettiği için hayat kaybı nadiren görülse de hayat kabıyla sonuçlanan vakalar da bulunuyor. Ancak semptomlardan birini gösterilmesi durumunda hızlıca doktora ulaşılması halinde iyileşme şansı yüksektir. 


Aynı zamanda, virüsün geçireceği bir mutasyon sonucu yaygınlığın artma ihtimali de var. Olası bir mutasyon veya sürecin salgın boyutuna dönüşmesi durumunda bu söylenilenlerin değişme ihtimali yüksek. Şu anda Afrika'da görülmüş iki adet varyant var: Kongo Havzası ve Batı Afrika varyantları. Kongo Havzası varyantı daha şiddetli seyir gösterirken Batı Afrika varyantı genellikle daha hafif enfeksiyonlarla ilişkili. Varyantların ortaya çıkışı, bölgesel epidemiyoloji ve halk sağlığı stratejilerinde değişikliklere neden olabilir. Dolayısıyla halk panik olur.


Mutasyon kaynaklı yayılımda artış olabileceği gibi virüsün yayılımı ve virülansında azalma meydana gelebilir. Uzmanlar bu durumun maymun çiçeği içinde geçerli olup olmadığı hakkında açıklamanın henüz erken olduğunun altını da çiziyor. Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Profesör Doktor Mehmet Ceyhan, Maymun çiçeğinin solunum yoluyla yayılan virüslere kıyasla daha yavaş yayıldığını ve can kaybının da daha az olduğunu belirtti. Ceyhan, “Şu an içinde bulunduğumuz pandemide ölüm oranı yüzde 4. 2022’de daha az tehlikeli bir tipini görmüştük, orada yüzde 1’di" dedi. Dolayısıyla endişeye kapılmadan önce bu bilgilerin göz önünde bulundurulması gerekir. 

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page