ABD’de test edilen Hyperloop’lar, geleceğin ulaşım araçları olarak görülüyor. Özellikle Avrupa tarafından ilgiyle karşılanan Hyperloop’lar ile Avrupa kentleri arasındaki yolculuğun süresi oldukça kısalacak. Öyle ki Hyperloop’lar 700 km/h hıza kadar çıkarak arabayla saatler süren mesafeleri dakikalara indiriyor.
Fütüristik seyahat tarzını pratiğe geçirmeyi hedefleyen Hollandalı Hardt şirketi, Hyperloop'lar konusunda büyük ilerlemeler kaydetti. Hyperloop tren prototipinin ilk test uçuşu başarıyla tamamlandı. Bu ilk sürüş Hollanda’nın Veendam kentindeki tesiste gerçekleşti.
Hardt’ın Teknoloji ve Mühendislik Direktörü Marinus van der Meijs şöyle söyledi:
“Bugün ilk başarılı testle aracı havaya kaldırmayı başardık. Ayrıca yönlendirme sistemini de çalıştırdık. Daha sonra aracı tüpün yaklaşık 20 metre içine fırlatma pozisyonuna getirdik. Sonra da bir metronunkine benzer bir ivmeyle borunun yaklaşık 100 metre içine saatte yaklaşık 30 km azami hızla fırlattık. İşte o zaman başarılı bir test gerçekleştirmiş olduk.”
Hardt’ın Ticari Direktörü Roel van de Pas ise dedi ki:
“Hardt, Hyperloop'u halka sunmak için üst seviye teknoloji, politika ve en çok da kamu-özel sektör iş birliğine ihtiyaç duyuyor. Bizler için teknolojik olarak bunu mümkün kılmak kolay olmadı. Şu anda bizi en çok zorlayan ise kaldırma, itme, yönlendirme işlevlerini bir arada test etmeye çalışmak. Tüm bu özelliklerin birlikte uyumlu şekilde çalışmalarını sağlıyoruz.”
Hyperloop projesi ilk kez 10 yıl önce Elon Musk tarafından sunuldu. Musk’ın o zamanki tahminine göre Los Angeles-San Francisco arasındaki 645 km’lik mesafe 30 dakika gibi kısa bir sürede kat edilebilir.
Bu ulaşım sisteminin temelinde vakumlanmış bir tüp içinde giden kapsüller bulunuyor. Bu sistemin temelindeki 3 şey ise tüpler, kapsüller ve terminaller.
Tüpler, düşük basınçlı kapalı büyük alanlardır ve uzun bir tünel gibi düşünülebilir. Kapsüller, tüpün içindeki düşük hava basınçlı vagonlardır ve bunlara “pod” da denir. Terminaller ise kapsülün kalkış ve varışlarını yönetmektedir.
Proje ekibine ve mühendislere göre ise Hyperloop’lar kısa mesafeli uçuşlar, yüksek hızlı trenler ve kara taşıtlarına kıyasla çok daha verimli olacak. Fakat bunun hayata geçmesi için büyük altyapı yatırımlarının yapılması gerekiyor.
Hyperloop’lar ultra yüksek hız, doğrudan şehir bağlantıları ve emisyonsuz mobilite ile öne çıkıyor.
Temassız levitasyon ve itme sistemleri düşük basınç ortamı ile birleşiyor. Bu sayede kapsüller ultra yüksek hızlarda verimli bir şekilde seyahat ediyor. Sistemde düşük basınç ortamı sürtünmeyi azaltıp kapsül tünele temas etmeden bir nevi asılı kalarak ultra yüksek hızlara ulaşıyor.
Hyperloop’lar, şehirler arası seyahatleri dakikalar içinde yapmayı sağlıyor. Örneğin, İstanbul'dan Ankara'ya Hyperloop kullanarak sadece birkaç dakika içinde ulaşılabilir. Bu teknoloji zamandan tasarruf ederken toplu taşıma sistemlerinin gelişmesine de katkıda bulunuyor.
Hyperloop’lar, fosil yakıt kullanımını azaltıyor ve tamamen elektrik kullanarak çalışıyor. Bu proje ile karbon emisyonları en aza indirilmeye çalışılıyor. Aynı zamanda çevreye olan zararlı etkisi minimum düzeyde olup dünyanın geleceği için sürdürülebilir bir yere sahip. Hyperloop'lar, iklim değişikliği ile mücadeleye katkıda bulunuyor ve çevreye daha az zarar veren bir ulaşım alternatifi sunmakta.
Hyperloop'lar havacılığın onda biri, demiryolunu ise üçte biri enerji ile çalışıyor. Diğer ulaşım sistemlerine göre çok daha çevre dostu olması gibi özellikleri sayesinde geleceğin ulaşım sistemi olarak görülüyor.
Hyperloop'lar tünel içinde hareket ettiği için ses çıkarmıyorlar. Bazı uzmanlar ise sistemin bir tünel içinde çok yüksek bir hızla seyahat edeceği için yolculuğun konforlu olmayacağı görüşünde.
Avrupa'daki projeyi geliştirenlere göre ise yolcular sadece bir tren yolculuğundaki kadar sarsıntı hissedecekler.
Hyperloop teknolojisinin en kısa zamanda kullanıma sunulması için çalışmalar devam ediyor. Hardt, Hyperloop'un 2030 yılına kadar ulaşım için hazır olacağını söylüyor.
Deren İlbeyi ve Yağmur Ece Nisanoğlu tarafından editlendi.