Gen terapisi, bilimsel mecrada son zamanların en çok konuşulan konuları arasında. Çin’de yürütülen bir araştırma da gen terapisinin sağır insanların yeniden duymalarına olanak tanıyabileceğini gösteriyor. Peki gen terapisi nedir ve gerçekten mucizeler yaratabilir mi?
Gen Terapisi Nedir?
Gen terapisi, bir insanın genlerinin o kişideki herhangi bir hastalığı tedavi etmek veya önlemek amacıyla modifiye edilmesidir. Gen terapisi; hastalık geninin veya mutasyona uğramış genin sağlıklı bir kopyasıyla değiştirilmesi, hastalık geninin etkisiz hale getirilmesi veya hastalığın tedavisine yardımcı olan yeni veya değiştirilmiş bir genin vücuda verilmesiyle uygulanabilir. Ayrıca virüsler veya bakteriler modifiye edilip enfeksiyona sebep olmaları engellendikten sonra insan vücuduna verilip hücrelere veya dokulara tedavi edici genleri taşıma görevinde kullanılabilirler. Gen terapisi sonunda hastalığa neden olan protein üretimi seviyesinde bir düşüş, düzgün çalışan protein üretimi seviyesinde bir artış veya hücre içinde yeni ya da modifiye edilmiş protein üretimi gözlemlenmesi beklenir.
Gen terapisi almanın iki yolu vardır: in vivo ve ex vivo. In vivo tedavide gen (enjeksiyon vb. yöntemler ile) vücuda direkt verilir. Ex vivo metodunda ise öncelikle hücreler vücudun dışına çıkarılır. Vücut dışında modifiye edilen hücreler daha sonra vücuda döndürülür.
Yani, gen terapisi tedavi sürecinde ameliyat veya ilaç gibi geleneksel tedavi yöntemler yerine hastanın genetik materyalinin değiştirilmesi fikri üzerine kurulu yenilikçi bir yöntemdir.
Kanser, genetik hastalıklar ve enfeksiyonlar başta olmak üzere birçok hastalık için gen terapisinin uygulanılabilirliği araştırılmaktadır.
ABD’de kullanım için Birleşik Devletler Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) onaylı 34 gen tedavisinden ikisi:
Luxturna, Aralık 2017’de onaylanan ve birtakım kalıtsal göz hastalıkları yüzünden genetik görme kaybı yaşayan kişilerde kullanılan tek seferlik bir tedavidir.
Zolgensma ise 2 yaşından küçük çocuklarda spinal kas atrofisinin tedavisinde kullanılmaktadır ve Mayıs 2019’da onaylanmıştır.
Gen terapisi, yeni tedavi seçenekleri sunuyor ve şu anda tedavisi olmayan hastalıklarla savaşma imkanı veriyor. Ayrıca erken tedavi olanağı sağlayabilen gen tedavisi, hasar büyümeden veya daha oluşmadan onu tedavi edebilmektedir. Ek olarak, hastalıkların arkasında yatan genleri spesifik olarak hedef edinmekle hedefe yönelik tedavi uygulama şansı tanımaktadır.
Yine de olası yan veya uzun süreli etkileri bilinmiyor, bu konuda gen terapisine %100 güvenmek için daha çok araştırmaya ve çalışmaya ihtiyaç duyuluyor. Ek olarak istenmeyen bağışıklık sistemi tepkileri, yanlış hücrelerin hedeflenmesi ve buna bağlı olarak sağlıklı hücrelerin zarar görmesi, vektör virüsünün enfeksiyona neden olması, tümör oluşumu gibi riskler de hala mevcut. Her ne kadar günümüz koşullarında pahalı kabul edilse de, gen terapisinin fiyatının düşeceği ve hastayı iyileştirdiği için uzun dönemde kar sağlayacağı tahmin edilmektedir.
https://cdn.mos.cms.futurecdn.net/97QX5fRoqwVAQD5cZ6nPoa.jpg
Germ Hattı Gen Terapisi ve Etik Kaygılar
Gen terapisi bir de etik kaygıları açığa çıkarıyor. Örneğin; bir insan zekasını, sportif yeteneğini veya boy uzunluğu artırmak için gen terapisinden yararlanabilecek mi?
Gen terapisinin güncel araştırmaları vücut (somatik) hücreler üzerinde, yani genetik olarak aktarılmıyor. Ancak gen terapisi sperm veya yumurta hücrelerini (germ hücreleri) hedeflediğinde gelecek nesillere aktarılabilir olacak. Germ hattı gen terapisi olarak bilinen bu metot etik kaygılar yarattığı için ABD hükümeti henüz germ hattı gen terapisinin insanlar üzerinde çalışılmasına izin vermiyor ancak hayvan çalışmaları yürütülüyor. Germ hattı gen terapisine karşı olanlar, bu tedavinin doğal akışa müdahale ettiğini ve “yaratıcının işine karıştığını” öne sürüyorlar.
Tarihçe
Ashanthi de Silva adenozin deaminaz (ADA) enziminin eksikliği nedeniyle kombine immün yetmezlik (SCID) ile doğdu. Zamanla, görevi yabancı organizmalara karşı bağışıklık sistemi hücrelerini uyarmak olan T hücreleri öldü ve Silva enfeksiyonlarla savaşamaz hale geldi. ADA enzim enjeksiyonları sadece geçici olarak yardımcı oluyordu. Dolayısıyla doktorlar, bir virüsü vektör olarak kullandılar ve 1990’da Silva 4 yaşındayken onun kan hücrelerine sağlıklı bir ADA geni aktardılar. Bu, gen terapisinin ilk başarı öyküsüydü.
Araştırmacılar bu başarıdan güç alarak, 1990’larda SCID-X1’e (SCID’ın X kromozomunda rastlanan bir formu) sahip çocuklar üzerinde gen tedavisi uyguladılar ve başarılı sonuçlar aldılar. Ancak birkaç yıl içinde tedavi alan 20 çocuktan 5’inde kanser geliştiğini gördüler. Çünkü, virüs vektörü kanser oluşumuna neden olabilen onkogen adlı geni aktive etmiş, lösemiyi tetiklemişti.
Ayrıca bir dezavantaj daha vardı: Bir metabolik bozukluk için gen tedavisi görmüş olan Jesse Gelsinger, 1999’da henüz 18 yaşındayken hayatını kaybetti. Nedeni, viral vektörün vücutta bu sefer ölümcül bir immün tepki oluşturmasıydı.
2010’ların başında gen terapisi iyi yönde değişime uğradı. Viral vektörler modifiye edildi, böylece immün (bağışıklık) tepkisi tetiklememeye, genleri daha doğru ve kesin hedeflemeye başladılar. Bu dönemde sıklıkla adenovirüs ve lentivirüs tedavilerinde kullanıldılar.
Artık, viral vektörlerin yanında yeni gen terapisi yöntemlerinden de faydanılıyor. “Gene editing” denilen gen düzenlemesi ile problematik genlerin kesilmesi, yeni bir genin yerleştirilmesi, bir genin kopyalanması gibi işlemler yapılabiliyor. Gen düzenlemesinde en çok bilinen metotlar arasında CRISPR-Cas9 geliyor. Hatta baz düzenlenmesi sitozin (C), guanin (G), adenin (A) veya timin (T) gibi bazlarda düzenlemeler yapılmasını sağlıyor. Henüz baz düzenlenmesi ile ilgili klinik testlere çok rastlanmasa da bu yöntemin de geleceğinin parlak olduğu düşünülüyor. Nanoteknolojiden de gen terapilerinde yararlanılabiliyor. Genler nanopartiküller içine koyulup vücuda gönderildiğinde, bu partiküller spesifik olarak kanser hücrelerini yok edip sağlıklı hücrelere zarar vermeden ve yan etki bırakmadan işlevlerini tamamlayabiliyorlar. Dolayısıyla, nanoteknoloji ve gen terapisi, kanserle olan savaşımızda bize destek oluyor.
Bilim insanları ayrıca gen terapisini stem hücresi (kök hücre) terapisiyle kombine etmeyi denediler. Bir çalışmada, alfa-1 antitripsin eksikliği (belirli akciğer ve karaciğer hastalıklarıyla ilişkili kalıtsal bir bozukluk) olan bir hastadan toplanan cilt hücrelerini kök hücreye dönüşecek şekilde yeniden programladılar, gen mutasyonlarını düzelttiler ve kök hücrelerin karaciğer hücrelerine dönüşmesini sağladılar. Deneyin sonunda hücreler, işlevlerini normal şekilde yerine getiriyorlardı.
https://answers.childrenshospital.org/wp-content/uploads/2020/12/Gene_therapy_blog.jpg
Gen Tedavisi ve Duyma
Çinli bir şirket tarafından geliştirilen deneysel gen terapisi doğuştan duyma engelli 5 çocuğun yeniden duymasını sağladı. Lanset’te yayınlanan rapora göre, deneye katılan 6 çocuktan 5’i tedaviyi aldıktan 6 ay sonra duymalarında ve konuşma tanımada iyileşmeler deneyimledi.
Harvard Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz- Baş Boyun Cerrahisi anabilim dalından Doçent Doktor Zheng-Yi Chen, “Bu çalışmanın sonuçları gerçekten dikkate değer. Çocukların duyma becerilerinin haftadan haftaya çarpıcı bir şekilde arttığını ve konuşma becerilerini geri kazandıklarını gördük” diyerek çalışmanın önemine dikkat çekti. Ayrıca "Bu, gerçekten de herhangi bir yetişkinde veya çocukta yeni bir yaklaşımla (gen terapisi yaklaşımıyla) işitmenin yeniden sağlandığı ilk seferdir” diye ekledi. Chen, gen terapisini başka genetik sağırlık türlerinde ve sonradan gelişen işitme kayıplarında da deneyeceklerini ve çok heyecanlı olduklarını ifade etti.
Çocukların sağır olmasının nedeni OTOF (otoferlin) genlerindeki mutasyonlardı çünkü otoferlin geni, otoferlin proteinini üretiyor. Otoferlin proteini ise ses sinyallerinin kulaktan beyne aktarılması sürecinde gereklidir.
Verilere göre, ABD’de 12 yaş ve üzeri her sekiz kişiden birinde (yüzde 13 veya 30 milyon) her iki kulakta da işitme kaybı var. ABD’de her 1000 çocuktan yaklaşık 2 veya 3'ü, bir veya her iki kulağında tespit edilebilir düzeyde işitme kaybıyla doğuyor ve çocuklarda işitme kaybının %60'ından fazlası genetik nedenlerden kaynaklanıyor. OTOF mutasyonları da doğuştan sağırlık vakalarının %2 ila %8'ini oluşturuyor.
Çin’deki Fudan Üniversitesi Göz ve Kulak Burun Boğaz Hastanesinde araştırmacılar OTOF geni taşıyan zararsız virüsleri hastaların iç kulaklarına yerleştirdiler. Yani, gen terapisinin geleneksel metodu olan virüs vektörünü kullandılar. Kullandıkları adeno-ilişkili virüs de genleri vücuda taşımak için yaygın olarak kullanılan bir virüstü.
26 hafta sonra; araştırmalar 1-7 yaşları arasındaki 6 çocuktan 5’inde duymada iyileşme, konuşmaları algılamada ilerleme ve sohbet etme becerisi kazanma gibi olumlu etkiler gözlemlediler.
Chen, tedaviden önce çocukların hiçbir şey duymadıklarını ama şimdi duyabildiklerini vurguladı ve “İşitmeleri tamamen normal düzeyde olmasa da ve bazılarının işitme cihazı takması gerekse de duyma yetenekleri önemli ölçüde gelişti.” diye ekledi.
Görülen yan etkilerin de küçük ve önemsiz olduğu, uzun vadeli bir etkiye ise rastlanılmadığı belirtildi.
6. çocuğun neden duymadığı konusunda kafa yoran araştırmacılar, gen terapisi çözeltisinin operasyon sırasında veya sonrasında iç kulaktan sızmış olabileceğini düşünüyorlar.
Sonuç olarak gen terapisi gelecek vadeden önü açık bir alan. Güncel çalışmalardan da görüldüğü üzere, mucizeler yaratabilecek ve tıpta devrim yapabilecek potansiyele sahip. Dolayısıyla, gen tedavisi faydalarıyla hem doktorları hem de hastaları sevindirmeye devam edecek gibi görünüyor.
Çağan Alp Sargın ve Yağmur Ece Nisanoğlu tarafından editlendi.
Kaynakça:
“What Is Gene Therapy?” U.S. Food and Drug Administration, 2020, www.fda.gov/vaccines-blood-biologics/cellular-gene-therapy-products/what-gene-therapy. Accessed 1 Feb. 2024.
“Gene Therapy Definition, Pros & Cons.” Cleveland Clinic, 2017, my.clevelandclinic.org/health/treatments/17984-gene-therapy. Accessed 1 Feb. 2024.
Fliesler, Nancy. “A Short History of Gene Therapy - Boston Children’s Answers.” Boston Children’s Answers, 22 Dec. 2020, answers.childrenshospital.org/gene-therapy-history/. Accessed 2 Feb. 2024.
“What Are the Ethical Issues Surrounding Gene Therapy?: MedlinePlus Genetics.” Medlineplus.gov, 2022, medlineplus.gov/genetics/understanding/therapy/ethics/. Accessed 2 Feb. 2024.
“Gene Therapy - Mayo Clinic.” Mayoclinic.org, 2017, www.mayoclinic.org/tests-procedures/gene-therapy/about/pac-20384619. Accessed 2 Feb. 2024.
Harris, John , Griffiths, Anthony J.F. , Stanton, Catherine and Rogers, Kara. "gene therapy". Encyclopedia Britannica, 31 Jan. 2024,
https://www.britannica.com/science/gene-therapy. Accessed 2 February 2024.
“Approved Cellular and Gene Therapy Products.” U.S. Food and Drug Administration, 2023, www.fda.gov/vaccines-blood-biologics/cellular-gene-therapy-products/approved-cellular-and-gene-therapy-products. Accessed 2 Feb. 2024.
Lapid, Nancy. “Gene Therapy Restores Hearing in Five of Six Deaf Children in Trial.” Reuters, 24 Jan. 2024, www.reuters.com/business/healthcare-pharmaceuticals/gene-therapy-restores-hearing-five-six-deaf-children-trial-2024-01-24/. Accessed 2 Feb. 2024.
“Gene Therapy Shows Promise for an Inherited Form of Deafness.” NPR, 24 Jan. 2024, www.npr.org/sections/health-shots/2024/01/24/1226595039/gene-therapy-shows-promise-for-an-inherited-form-of-deafness. Accessed 2 Feb. 2024.