Geçtiğimiz günlerde Dünya Meteoroloji Örgütü, dünyada tekrar bir El Niño evresinin başladığını duyurdu. En son 2016’da görülen ve 2-7 yıllık aralıklarla gerçekleşen ve Perulu balıkçılar tarafından “Küçük Oğlan” olarak adlandırılan El Niño’nun ne kadar yaklaştığı merak konusuydu. Okyanus sıcaklıklarında görülen aşırı artışlar gibi farklı veriler de bilim insanları tarafından incelenmekteydi ve El Niño’nun başlıyor olmasına dair uyarılar yapılmaktaydı. 2024 yılının dünyada görülmüş en sıcak yıl olmasına yol açabilecek olan 1,5 derecenin geçilmeme hedefini tehlikede bırakabilecek bir döngüden bahsediyoruz. Peki nedir bu El Niño? Bizi bekleyen bazı tehlikelerin arkasındaki olayı bilmekte fayda var.
Öncelikle El Niño’nun olmadığı normal zamanlarda Pasifik Okyanusu’nda nasıl bir hava sirkülasyonu olduğunu inceleyelim. Peru kıyılarındaki soğuk su, üzerinde termik yüksek basınç alanı oluşturur. Yani bu bölgede soğuk bir hava varlığı oluşur. Alize rüzgarları ile bu hava Avustralya kıyılarına kadar ilerler. Bu ilerleme sırasında doğal olarak iki kıyı arasındaki mesafe oldukça fazla olduğu için bu hava ısınır ve nem kazanır. Yani Peru’daki soğuk hava kütlesi, Batı Pasifik’e geldiğinde artık sıcak bir hava kütlesidir. Batı Pasifik’teki bu alçak basınç alanında yükselen havanın kısmı, Doğu Pasifik’e yani döngünün başladığı yere geri döner. İşte buna Walker sirkülasyonu denir. Tabii bu sirkülasyon sırasında okyanus suları olduğu yerde durmaz. Doğu Pasifik’teki sıcak kütlesi Batı Pasifik’e doğru ilerler. Avustralya kıyılarında sıcak, Peru kıyılarında oldukça soğuk ve verimli bir su kütlesi vardır. Hatta bu sebepten dolayı bu bölgede balıkçılık yaygındır.
Normal zamanda bol bol balık tutan ve ekonomik geçimi oldukça iyi olan Peru kıyısındaki balıkçıların korktuğu bir şey varsa o da El Niño zamanıdır. El Niño zamanında Walker sirkülasyonun başrolünde oynayan alize rüzgarları zayıflar ve doğudan batıya olan su taşınması durur. Bundan dolayı Pasifik’in ortalarında doğusunda sıcak su kütlesi birikir. Yani normal zamanların tersi bir durum gerçekleşir. İşte bu yüzden normalde kurak olan Peru’da şiddetli yağışlar, yağmurun bol olduğu Doğu Avustralya kıyıları ve Endonezya’da hatta Afrika’da şiddetli kuraklıklar görülür.
El Niño’nun anormal hava olaylarına yol açmasıyla beraber yanında getirdiği bir de sıcaklık artışı etkisi vardır. Pasifik Okyanusu’ndaki sıcak su kütlesi birikimi ile dünya üzerine okyanus sıcaklıkları 3-5 derece arası artış gösterir. Bu durumdan dolayı hava sıcaklıklarında da gözle görülebilir sıcaklık artışları yaşanır. Peki dünyamızı normalinden daha anormal bir hale getiren ve sıcaklıkları bir anda arttıran El Niño’nun etkisi ne kadar büyük olabilir?
Öncelikle El Niño’nun ne kadar sürdüğü önemli faktördür. 6-12 ay arası bir süre devam eden bu döngünün devam ettiği süre ne kadar fazlaysa dünyamıza bıraktığı etki de o kadar fazladır. İklim değişikliği dolayısıyla zaten biraz anormallikleri bulunan hava, El Niño ile iyice dengesiz bir hal almaya başlar. Bu yüzden iklim değişikliği El Niño’nun en büyük sebeplerinden biridir diyebiliriz.
El Niño’nun dünyaya getirebileceği yıkıma bakmak için önceki El Niño vakalarına bakmak gerekir. 1982-1983 El Niño’su dünya ekonomisinde 4,1 trilyon dolarlık bir zarar oluşturmuş, bu zarar 1997-1998 El Niño’sunda 5.7 trilyon dolar olarak ortaya çıkmış. Son El Niño’nun gerçekleştiği 2016’da ise 3.4 trilyon dolarlık bir zarar ortaya çıktığı düşünülüyor. El Niño’nun en çok etkilediği sektörlerden biri ise hava durumunun oldukça önemli olduğu tarım sektörü.
El Niño’nun dünyaya bıraktığı zararlar elbette her yerde aynı şiddette yaşanmıyor. Başta Peru, Avustralya, Orta Afrika gibi tropikal bölgeleri etkileyen El Niño’nun 2024 yılında oldukça etkin olacağı düşünülüyor. Hatta literatürde bu El Niño’dan “Süper El Niño” olarak bahsedilmekte. Tabii bunların hiçbiri kesin değil. 2024 yılının bitimine doğru El Niño süper miydi, değil miydi göreceğiz.
El Niño ne kadar etkili, ne kadar “süper” olur bilinmez ama asıl sorulması gereken soru şu: Dünyamız bir Süper El Niño olayına hazır mı? Başka ülkeler tropikal ülkelerde yaşanacak olan hava felaketlerine yardım için hazırlar mı? Bu sorular cevapsız kaldığı sürece kesin olan bir şey var ki, dünyamız bundan sonraki her El Niño olayında daha şiddetli bir şekilde, sosyo-ekonomik birçok problemle karşı karşıya kalacak.