top of page

Lozan Antlaşması'nın 100. Yılı Doldu!

2023’te bir yüzyılı dolduruşunu kutladığımız Lozan Barış Antlaşması, Türkiye’de barışın sağlanması ve zaferin kabul görmesi için çok önemli bir yapı taşıydı. Birinci Dünya Savaşı’nın (1914-1918) sonrasında imzalanan barış antlaşmaları arasından günümüzde hala geçerliliğini koruyan tek antlaşma olan Lozan, Türkiye’nin bağımsızlığının ve sınırlarının dokunulmazlığının kabulünü sağlamakta büyük bir önem taşıdı.


Birinci Dünya Savaşı sonrasında Sevr Antlaşması ile Türkiye İtilaf devletlerince parçalara ayrılmış, dört bir yandan işgal edilmeye başlanmıştı. Ancak Kuvay-ı Milliye ile başlayan direniş, TBMM’nin kuruluşu ve Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki örgütlenme ile sayısız başarıya imza atmış, düşman kuvvetleri püskürtülmüştü. Doğuda Ermeniler, batıda Yunanlar, güneyde Fransızlar, Boğazlar bölgesinde ise İngilizler yenilgiye uğratılmış, İtilaf devletleri ateşkes teklifinde bulunmak zorunda kalmıştı.


İtilaf Devletleri ile ateşkes görüşmeleri de direnişin başarısının hemen ardından Mudanya’da başladı. Mustafa Kemal Paşa tarafından görevlendirilen İsmet Paşa, ilk defa diplomatik alana adım atıyordu. Ankara hükümetiyle İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan arasında imzalanan anlaşma Yunan kuvvetlerinin Trakya’dan on beş gün içinde çekilmesini şart koşuyordu. Yapılması planlanan barış konferansına kadar İstanbul ve Boğazlar bölgesinde işgal kuvvetlerinin kalması da kabul edilmişti.


İtilaf Devletleri, yapılacak nihai anlaşma için Lozan’a hem TBMM hem de İstanbul Hükümeti’ni davet etmişti. Müteffikler böylece işgallerine pasif davranan İstanbul Hükümeti’ne iktidarını sürdürme olanağı sunuyordu. Ancak TBMM, barış konferansından iki hafta önce yeni Türk devletinin kuruluşunu ve saltanatın kaldırıldığını ilan etti. Padişah Vahdettin, İngiliz desteğiyle ülkeyi terk etti.


Lozan, aynı zamanda Osmanı Devleti’nin 1912 yılında Uşi Antlaşması’nı imzalayarak On İki Ada’yı İtalya’ya bıraktığı yerdi. Ama bu sefer Türkiye Lozan’a kaybetmek değil, kazandığını resmiyete dökmek için gidiyordu. İsmet Paşa, Lozan’a zafer kazanan bir ülkeyi temsilen gelmişti ve sekiz ay süren zorlu tartışmalar sonunda bir anlaşmaya varıldı.

Anlaşma kapsamında başta sınırlar olmak üzere pek çok alanda barış sağlanmıştı.


Yunanistan ile sınır olarak Meriç Nehri belirlendi, Bulgaristan sınırı aynı kaldı, Suriye sınırı ise Ankara Antlaşması’nda belirlenen şekilde, Hatay dışında, günümüzdeki sınırlar olarak kalmasına karar verildi. Gökçeada, Bozcaada, ve Tavşan Adaları Türkiye’ye devredilirken, Uşi Antlaşması’nda İtalya’ya verilen adalar yine bu ülkede kaldı. Belli bir sonuca ulaşılamayan tek sınır Irak sınırıydı. Musul, 1918 yılında Mondros Mütarekesi ihlal edilerek İngiliz kuvvetleri tarafından işgal edilmişti. Türkiye ve İngiltere Lozan boyunca bir karara varamadığı için sorunun iki devlet arasında tekrar görüşülmesine karar verildi.


Boğazlar ve Gelibolu bölgesinde ise Türkiye hakimiyeti tanındı ancak silahlandırılmaya gidilmesi ve Türkiye başkanlığında uluslararası bir komisyon denetiminde tüm ticaret gemilerinin geçişinin serbest olması istendi. 1936’daki Montrö Antlaşmasıyla ise bölgedeki tam hakimiyet alındı ve bu koşullar kaldırıldı.


Azınlıklar konusunda ise evrensel haklar kabul edilerek tüm azınlıklar Türk uyruklu sayıldı. Dinsel, sosyal ve eğitim kurumları kurarak kendi dillerinde serbestçe eğitim ve ibadet yapmaları kabul edildi. Yunanistan sınırlarındaki Batı Trakya’da yaşayan Türkler için de aynı hükümler kabul edildi ve onların da güvenliği sağlanmış oldu.


Yunanistan’la Türkiye arasında ise nüfus mübadelesi yapılması kararlaştırıldı, 1 milyon 300 bin Rum ile 500 bine yakın Türk’ün bu kapsamda yurtlarını terk etmeleri gerekti. Ayrıca İtilaf devletleriyle kapitülasyonlar hakkında da anlaşmaya varılarak tamamen kaldırılması sağlandı. Türkiye’den istenen savaş tazminatı kaldırıldı, Türkiye kabotaj hakkı kazandı ve gümrük tarifeleri yeniden düzenlendi. Osmanlı borçları Osmanlı’dan ayrılan ülkeler arasında bölüştürüldü.


Hâlâ Lozan hakkında tartışma yaratan konulara değinmek gerekirse, ortaya atılan iddialardan biri anlaşmanın gizli maddeler barındırdığıdır. Özellikle gizli bir maddede anlaşmanın yürürlükten kalkacağı bir tarih olduğu, bunun da 2023 yılı olduğu fikri öne sürülmektedir. 1918’de, aynı zamanda savaşın İtilaflar tarafından kazanılmasında önemli bir payı olan, ABD tarafından ilan edilen Wilson İlkeleri’ne göre ülkeler arası anlaşmalarda gizli maddeler bulunamaz. Eğer bu tür maddeler bulunsa bile meclis onayından geçmesi gerekmektedir ve bu durumda gizli bir meclis oturumu yapılması lazımdır. Ancak gizliliği kalkan meclis kayıtlarında görüldüğü üzere böyle bir oturuma dair herhangi bir kayıt veya belge bulunmamaktadır.


Lozan’ın 100. yılı kapsamında yapılan projelerin içinde Şişli Bomontiada’daki “100. Yılında Lozan: Sonsuz Barış” sergisi bulunuyor. Sergi, Lozan hakkında tarihi belgeler, fotoğraflar ve tarihi hakkında detaylı bilgiler içeriyor. Ayrıca İnönü Vakfı tarafından erişime açılan çevrimiçi arşivde de anlaşmanın tam metni ile birlikte çeşitli tarihi belgeler bulunuyor.

Kurtuluş Savaşı’nın başarısını diplomatik alana taşıyan bu değerli anlaşmanın nice yüzyılları olacağını umut ediyor, 100. yılını kutluyoruz.


Ceyda Baş ve Yağmur Ece Nisanoğlu tarafından editlendi

Son Yazılar

Hepsini Gör

댓글


bottom of page