Çağdaş bakış açısıyla renkleri eşsiz bir şekilde kullanan sanatçı Melisa Özgür ile güzel bir röportaj gerçekleştirdik. İlk kişisel sergisi “432” ile dikkatleri üzerine çeken başarılı sanatçı Melisa Özgür bizlere sanata başlama yolculuğundan, kariyerinden ve daha birçok konudan bahsetti.
1- Bize biraz kendinizden, sanatınızdan ve neler yaptığınızdan bahsedebilir misiniz?
Ben Melisa Özgür, Merzifon’da doğdum. Lise ve üniversite eğitimimi İstanbul’da sağlık alanında tamamladım ama çocukluğumdan beri süregelen resme olan tutkum beni mevcut mesleğimi bırakıp ressamlığa ve resme yöneltti. Bir süre günümüzün çağdaş usta ressamları ile atölye çalışmaları yaptım ve atölye eğitimleri aldım. Sanat ilhamımı renk, enerji ve yaşamın içinden alıyorum hayatımızda kullandığımız renklerin bize enerjileri ile yön verip şekillendirdiğine inanıyorum. İç içe geçen halkalarım ile izleyicime yaşamda başlangıç olduğu kadar bitişin de olduğunu, ara ara kullandığım farklı teknikler ve eserlerime yerleştirdiğim ayna gibi materyaller ile de insana “an” kavramını ve bu hızlı akışta kendinin farkına varabilmeyi hatırlatıyorum. Düzen ve renk kavramlarını kullanarak farklı formlarda/etkilerde geometrik minimal soyut eserler ortaya çıkarıyorum.
2- Sanata olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Sanat ilgim kendimi bildim bileli vardı. Çocukken bile birine bir şey anlatırken kelimelerim yetmediğinde veya cümlelerimi kuramadığımda çizerek anlatırdım. Biraz çekingen bir çocuktum. Farklı bir bölüm okusam da kalbimi dinleyerek hareket eden bir insan olduğum için hayat, sanatı ve bulunduğum kişiyi yolculuğuma dahil etti.
3- Geçmiş serginiz hakkında neler söylemek istersiniz? Bu sergi sırasında sizi en çok heyecanlandıran nokta neydi?
“432” evrenin dönüş rezonansı anlamına gelir. Sergimde çekim serisi “çakralar” konusu ile ön plandaydı. Beni en heyecanlandıran kısım Muzaffer Alemdar’ın sergimde handpan çalmasıydı. Decollage Art Space ile birlikte harika bir sergi tamamladık. İlk solo sergim olduğu için hayatım boyunca unutmayacağım ve en önemli sergim olarak kalacak.
4- Kendinizi bir sanat akımıyla tanımlayacak olsaydınız bu hangi akım olurdu? İlginizi çeken başka sanat akımları var mı?
Ben fovizmden ve op arttan çok etkilenmiş bir geometrik soyut sanatçıyım. Eserlerimde boyaları tüpten çıkmışcasına, rengin kendi canlılığını koruyarak kullanmayı severim. Aynı zamanda eserlerimin üzerlerindeki halkalarımı kendi boyama tekniğimde renk oyunları yaparak boyutlandırıyorum. Bazen resimlerin üzerindeki şekillerim gözde 2 boyut hissiyatı yaratıyor. Sürrealizm çok ilgimi çekiyor. Salvador Dali’nin müzesine gitmiştim ve ağzım kulaklarımda gezmiştim. Keşke tanışabilseydim ve onunla bir atölye macerasına katılabilseydim.
5- Sizin hayat mottonuz nedir? Nelerden ilham alırsınız?
Hayatın kendisinden ilham alırım. Zaten “yaşamın içinden” diye bir serim de var. Bu serinin üzerindeki aynalar insanın benliğini fark etmesi için hatırlatıcılar. İnsan manzarası izlemeyi çok severim. Kendimi de izlemeyi ve eleştirmeyi çok severim. Bence yaşarken ilham alınacak çok şey var. Zaten evren muhteşem bir mucize. Hayat mottom ise kolumda da dövmesi olan “create your own fairy tale” (kendi masalını yarat)
6- Sanat tarihinde sizi en çok etkileyen sanatçı kimdir?
Sanat tarihinde beni tek bir etkileyen sanatçı yok. Avrupa’da gittiğim tarih müzelerinde eserlere büyük hayranlıkla bakıyorum. Çok büyük sanatçılar var ve hangi birini sıralayayım bilemem ama biri var ki çocukluğumdan beri tüm kitaplarını ve kendisine çıkarılan filmleri izlediğim muhteşem bir idol. Frida Kahlo. Sanatla onun sayesinde tanışıp diğer sanatçıları sonrasında öğrenmiştim. Frida Kahlo’nun hayatını lise yıllarımda büyük heyecanla okur ve hep kendime benzetirdim. Azmi, başarısını ve dik duruşunu.
7- Gelecek hedeflerinizden bahseder misiniz? Şu anda üzerinde çalıştığınız bir iş var mı?
Gelecekte Romero Britto gibi çok fazla iş birliği olan, çok üreten ve her yerde eserleri olan bir sanatçı olmak istiyorum. Kadın sanatçıların ismini çok fazla duymasak da geçen sene Louis Vuitton x Yayoi Kusama işbirliği muhteşemdi. Benim de bir gün Louis Vuitton ile işbirliği yaptığım, büyük binaların dışını imzamla süslediğim günler gelecek biliyorum. Şu anda bir heykel serisi üzerinde çalışıyorum.
8- Son olarak, sanatçı olmak isteyen gençlere bir tavsiyeniz var mıdır?
Bence bu yola çıkarken de yolda yürürken de insanları duymamak çok önemli. Önce inanmak gerekiyor, sonrasında gelen eleştirilerin iyi veya kötü eleştiriler de olsa bize ne katabileceğiyle ilgilenip onlara odaklanmamız gerekiyor.
Bizlere zaman ayırıp röportaj yapmayı geri çevirmediği için Melisa Özgür’e çok teşekkür ederiz.
Ceyda Baş ve Yağmur Ece Nisanoğlu tarafından editlendi.