Elon Musk’a ait olan SpaceX şirketi tarafından geliştirilen Starship roketi, 13 Ekim tarihinde gerçekleşen beşinci test uçuşunu başarılı bir inişle tamamladı. ABD’nin Teksas Eyaleti’nde bulunan Starbase fırlatma üssünden ABD yerel saatine göre 07.25, Türkiye saati ile ise 15.25 sıralarında havalanan roketin güçlendiricisi “Super Heavy”, 33 motorunun da sorunsuz bir şekilde ateşlenmesi ile, fırlatılmasından 3 dakika sonra 70 kilometre yükseklikte Starship’ten ayrıldı, fırlatılmasından yaklaşık 7 dakika sonra geri dönen güçlendirici, Mechazilla olarak adlandırılan fırlatma kulesinin iki mekanik kolları tarafından yakalandı, Starship aracı ise güçlendiriciden ayrılması üzerine dünyanın yarısını dolaşmasının ardından Hint Okyanusu’na indi. Super Heavy güçlendiricisini fırlatma kulesine geri getirmeyi başararak SpaceX, büyük bir başarıya imza attı. SpaceX’in Kalite Sistemleri Mühendisleri Müdürü Kate Tice bu başarının ardından, ilk denemede güçlendiriciyi fırlatma kulesine geri getirmeyi başarmanın inanılmaz olduğunu söyledi ve bugünü “mühendislik tarih kitaplarına geçecek bir gün” şeklinde nitelendirdi. Ayrıca bu test uçuşu için Starship’in hiçbir parçasını kurtarmayı düşünmediklerini, bu yüzden umdukları en iyi sonucun bu olduğunu belirtti. SpaceX’in sözcüsü Dan Huot, “bu çağda, az önce görülen şeyin bir sihir gibi” olduğundan” bahsetti. Elon Musk ise, bu başarıyı X platformundan “Kule roketi yakaladı!!” diye duyurdu ve “yaşamı gezegenler arası hale getirme yolunda büyük bir adım atıldığını” yazdı.
Starship’in eski test uçuşları incelendiğinde ilk ikisinin amacına ulaşamadığı ve hayal kırıklığına uğrattığı görülüyor. 20 Nisan 2023’te gerçekleştirilen ilk deneme uçuşunda fırlatılmasından 4 dakika sonra motorlarda oluşan arızadan dolayı yerden 39 kilometre yükseklikte kontrolün kaybedilmesiyle patlayarak Meksika Körfezi’ne düşmüştü. İkinci deneme uçuşunda ise fırlatılmasından 2,5 dakika sonra roketin üst kısmında yaşanan aksaklık sebebiyle havada çok güçlü bir şekilde patlamıştı. Diğer test sürüşlerine de bakarsak, roket bu yıl mart ayında yapılan üçüncü test uçuşunda, ilk ikisi gibi hüsrana uğratmamış ve öncekilerinin aksine fırlatma bir aksilik yaşanmadan gerçekleşmişti. Yörüngesine başarıyla ulaşmış olsa da sonrasında işler planlandığı gibi gitmemiş ve uzay aracı ile dönüş sırasında bağlantı kesilmişti. Bu yıl haziranda gerçekleşen dördüncü test uçuşunda ise planlandığı gibi roket okyanusa iniş yaptı ancak uçuş sırasında yaşanan teknik sorunlar nedeniyle bu seferin de hatasız olduğu söylenemezdi. Yapılan diğer test sürüşleriyle karşılaştırıldığında son uçuşun büyük bir başarıyla tamamlandığı ve her denemeyle birlikte ilerleme kaydedildiği daha net bir şekilde anlaşılıyor.
Diğer roketlere kıyasla ayrıcalıklı özellikleri olduğu görülen Starship için SpaceX’in büyük planları var. Öncelikle Starship aracılığıyla dünya dışına malzeme ve insan yollamak, Ay’a ve Mars’a mürettebat göndermek ve kalıcı koloniler kurmak amaçlanıyor. SpaceX’in, ayrıca bu roket sistemi vasıtasıyla insanlığı Mars’a göndermek gibi büyük hedefleri var. SpaceX’in, önümüzdeki iki yıl içerisinde Starship’i “Artemis III” görevi kapsamında NASA astronotlarını Ay yüzeyine indirecek bir araç olarak kullanmayı planlıyor ve bu görevin tamamlanabilmesi için hükümetle yaklaşık 4 milyar dolar değerinde sözleşmeleri mevcut.
Bu kadar güçlü ve gelişmiş bir roket sisteminin çevreye ne kadar zarar verdiği de merak edilen bir konu. ABD Federal Havacılık İdaresi’nin temmuz ayında yayınladığı taslak çevre raporuna göre şirkete yılda 25 Starship fırlatma hakkı verileceği düşünülüyor.
Starship’in bir fırlatılışı, 846 aracın bir yıl boyunca yaydığı sera gazına eşdeğer görülüyor. Sayısal yönden bakıldığında ve ticari havacılık sektörüyle karşılaştırıldığında bu sayı düşük olarak değerlendiriliyor ancak Elon Musk’ın gelecekteki fırlatma sayısını artırmayı hedeflemesi ile bu sayının artacağı düşünülüyor.