2023 yılının Mayıs ayı itibarıyla Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organisation) COVID-19 salgınının artık bir halk sağlığı acil durumu olmadığını açıklamıştı. Buna rağmen örgütün genel müdürü Tedros Adhanom Ghebreyesus hastalığın hala küresel bir tehdit olduğunu, vakalarda artışa neden olabilecek varyantların ortaya çıkma riski olduğunu vurgulamıştı.
Salgının ilk defa “pandemi” olarak nitelendiği 11 Mart 2020 tarihinin üzerinden neredeyse üç buçuk yıl geçti ve hayat normale döneli aylar oldu. Buna rağmen önceden COVID-19’a yakalanmış bazı kişilerde hastalığın semptomları uzun vadede etkili olmaya devam ediyor. Bu durum uzun COVID (Long COVID) veya COVID Sonrası Koşullar (Post-COVID Conditions) olarak biliniyor. Dünya Sağlık Örgütü, uzun COVID’i ilk enfeksiyondan üç ay sonra var olan semptomların devam etmesi veya yeni semptomların gelişmesi ve bu semptomların başka bir açıklaması olmadan en az iki ay sürmesi olarak tanımlıyor. Şikayetler kişi hastalığa ilk yakalandıktan haftalar, aylar, hatta yıllar sonra sürebiliyor. Dünya çapında sayıları azımsanmayacak kadar fazla uzun COVID hastası olmasına rağmen çoğu, zaman geçtikçe daha az desteğe sahip olduklarını ve tedavi seçeneklerine erişimlerinin önemsiz olduğunu düşünüyor.
Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezlerine (Centers for Disease Control and Prevention) göre COVID sonrası uzun dönemde en yaygın şikayetler şu şekilde sıralanabilir:
Bilinç bulanıklığı (hafıza ve konsantrasyon ile ilgili sorunlar)
Fiziksel bitkinlik hali
Ruh sağlığı sorunları (yeni gelişen depresyon ve anksiyete bozuklukları veya önceden var olan sorunların ağırlaşması ya da nüksetmesi)
Tat ve koku duyusunda değişme
Eklem ağrısı
Nefes darlığı
Göğüs ağrısı
Kalp çarpıntısı
Uyku sorunları
Baş ağrısı
Her kişi uzun COVID’den aynı şekilde etkilenmeyebilir. Hastalar farklı semptom kombinasyonlarına sahip olabilir, şikayetler farklı zaman aralıklarında ortaya çıkabilir, devam edebilir veya geçebilir. Araştırmalar birtakım bilgiler sunsa da uzun COVID’in nasıl geliştiği ile ilgili henüz sağlam bir anlayış yok. Ancak bazı şikayetlerin hastalığı daha ağır geçirenlerde veya hastanede tedavi olanlarda daha yaygın görülüyor. Uzun COVID şikayetlerinin tedavisinde ise bireyselleştirilmiş bir yaklaşım kullanılıyor.
Yakın zamanda Nature Medicine dergisinde yayınlanan bir araştırma uzun COVID’e bağlı bilinç bulanıklığı ve bitkinlik hali şikayetlerinin tedavisi için önemli bilgiler ortaya çıkardı. İngiliz bilim insanları, beyni ilgilendiren uzun COVID semptomlarına sahip kişilerde iki farklı proteinin daha yüksek seviyelerde bulunduğunu açıkladı. Bu iki proteinin artışı vücutta kan pıhtılarının bir belirtisi olup pıhtılar rapor edilen semptomların sebebi olarak açıklanabilir. Bu, COVID’in bazı hastaların akciğerlerinde veya beyinlerinde küçük pıhtılar bırakarak uzun süreli konsantrasyon, hafıza ve düşünme problemlerine sebep olmuş olabileceği anlamına geliyor. Hastaların kandaki protein seviyelerini test edilmesi doktorların pıhtılara karşı erken tedaviye başlaması için bilgi verebilir.
Bahsedilen iki proteinden biri olan fibrinojen, karaciğer tarafında üretilen pıhtılar oluşturarak vücuttaki kanamaların durmasını sağlayan bir proteindir. D-dimer ise bir protein parçası olup bir pıhtı vücutta çözündüğü zaman üretilir. Araştırmacılar, beyindeki kan pıhtılarının veya direkt olarak fibrinojenin beyni etkileyerek bilişsel problemlere sebep olabileceğini ifade ettiler. Akciğerdeki bir pıhtı ise beyne giden kan akışını yavaşlatabileceği ve halsizlik hissine neden olabileceği belirttiler. Oxford Üniversitesinde araştırmayı kaleme alanlardan biri olan Dr. Max Taquet, kandaki D-dimer seviyeleri yüksek olan bireylerin yalnızca bilinç bulanıklığına daha yatkın olmakla kalmayıp aynı zamanda solunum zorlukları açısından da yüksek risk altında olduğunu belirtti. Uzun COVID konusunda önde gelen bir uzman olan Imperial College London immünoloji profesörü Danny Altmann araştırma hakkında “Bu, uzun Covid'in altında yatan bazı mekanizmaları anlamamız için önemli bir adım.” dedi.
Damardaki bir kan pıhtısı, American Heart Association
Araştırmada COVID-19 sebebiyle hastaneye yatırılmış 1837 katılımcının kan tahlilleri incelendi. Bu nedenle bulgular şu an için sadece hastalığı ağır geçirenler kişiler için geçerliliğe sahip. Unutulmamalıdır ki COVID-19 sonrası bilinç bulanığı yaşayanlar sadece hastalık sırasında hastaneye kaldırılan bireyler değildir. Dr Taquet nihai amacın COVID-19 sonrası görülen bilişsel sorunların önlemek ve tersine çevirmek olduğunu, araştırmada elde etkileri sonuçların bu semptomları anlamada yardımcı olduğunu ancak müdahale yöntemleri önermeden önce uzun COVID semptomlarının nedenleri ve sonuçları ile ilgili daha fazla araştırma yapılması gerektiğini söyledi.
Özetle uzun COVID, kişiler hastalığı geçirdikten sonra uzun vadede semptomların devamı veya yeni semptomların ortaya çıkması olarak tanımlanıyor. Yakın zamanlı bir araştırmada en yaygın COVID sonrası şikayetlerinden olan bilinç bulanıklığı ve halsizliği açıklayacak potansiyel bir mekanizma bulunmuş olsa da herkese uyan bir tedavi yöntemi bulmak için araştırmalar sürüyor.
Derin Arda Erkul ve Yağmur Ece Nisanoğlu tarafından editlendi.
Kaynakça:
“Long Covid.” UCL Human Resources, 24 Mar. 2023.
“Long Covid or Post-Covid Conditions.” Centers for Disease Control and Prevention. Accessed 6 Sept. 2023.
“Who Chief Declares End to COVID-19 as a Global Health Emergency | UN News.” United Nations, United Nations, 5 May 2023.
Katella, Kathy. “What Happens When You Still Have Long Covid Symptoms?” Yale Medicine, Yale Medicine, 7 June 2023.
Houlahan, Anna. “Covid-19 Brain Fog Linked to Blood Clots in Early Research.” The Singleton Argus, The Singleton Argus, 3 Sept. 2023.
“Fibrinogen Blood Test.” MedlinePlus, U.S. National Library of Medicine. Accessed 6 Sept. 2023.
“D-Dimer Test.” MedlinePlus, U.S. National Library of Medicine. Accessed 6 Sept. 2023.
Pyzik, Oksana. “UK Scientists Find Link between Proteins Related to Blood Clots and Long Covid.” The Guardian, Guardian News and Media, 31 Aug. 2023.
“Long Covid: Brain Fog.” NHS Inform. Accessed 6 Sept. 2023.